3 Şubat – 24 Nisan 2020 tarihlerinde Naz Beşcan’ın küratörlüğünde gerçekleşecek Homeostasis, Luna Ece Bal, Patricia Domínguez, Serra Duran Paralı ve Melike Koçak’ın çalışmaları üzerinden Galeri 5 mekanını bir şifa alanı olarak hayal eder.
Homeostasis, bir bütünün dış etkenlere rağmen iç dengesini sağlama işlemlerine ve süreçlerine atıfta bulunur. Yaygın olarak vücudumuzun fiziksel ve kimyasal dengesi için kullanılan homeostazi terimi aynı şekilde insan psikolojisi, bir makine, ekoloji ya da bir toplum için kullanılabilir. Bu bakımdan homesostazi, bir varlığın veya oluşumun özünden kopmamak adına kendini anlık iyileştirmesi olarak düşünülebilir.
Homeostasis galerinin yer aldığı plaza binasının, hareketli semtin ve İstanbul gibi bir şehrin neden olabileceği iç dengesizlikleri araştırır. Trafik bizi yorabilir, oturduğumuz masalarda belimiz ağrıyabilir, kafamız gürültüden bulanabilir. Homeostasis’te sergilenen işler, çoğumuzun deneyimlediği, iç dengemizin bozulduğu ve pusulamızın şaştığı bu anları bazen eleştirel olarak öne çıkarır, bazen birer şifa anı olarak kutsar ve bazense alternatif şifa olasılıklarına işaret eder.
Luna Ece Bal, Galeri 5 demirbaşlarından kuyruklu piyanoya ait olabilecek bir koku tasarlar. Göremediğimiz ama koklayabildiğimiz bu iş, izleyiciye ahşabın onu piyano haline getiren fabrikasyon işlemlerinden önceki halini, özünü hatırlatmayı amaçlar. Piyanoya eşlik eden ve Bal’ın sanat pratiğinde sıkça rastladığımız saten üzeri ebru işlerde ise özünde şifa olan bir ritüel üzerinden evren, varoluş, doğurganlık ve dişilik kavramlarına yumuşakça dokunur.
Şilili sanatçı Patricia Domínguez’in Homeostasis’teki fotoğraf baskıları, günümüzün performans odaklı toplumunu iyileştirme çabasına girişir. Farklı ekonomilerin çarpıştığı anlara odaklanan Domínguez, sömürgeciliğe ait bağlantıları görünür kılar ve süregelen yaraları daha geleneksel yollarla iyileştirmeyi amaçlar. Domínguez’in Şili’de yaptığı toplumsal gözlemlerin Galeri 5’teki yansımalarında eklem ve bel ağrılarıyla cebelleşen beyaz yakalı çalışanlar görürüz. Birer yakı gibi ağrılarına tuttukları Kolomb öncesi döneme ait seramikler ise bu figürlerin daha derin yaralarına işaret eder: Öze dönmek ve nereden geldiğimizi hatırlamak bizi iyileştirecek midir?
Serra Duran Paralı’nın Homeostasis için ürettiği video işi, Present Tense, 2020, galerinin bulunduğu binanın deneyimsel bir araştırması üzerinden iç ve dış kavramlarının yerini değiştirir, dengelerin mekanın dışında kaydedilen seslerin içeriye taşındığında nasıl değiştiğini sorgular. Duran Paralı, içinde yaşadığımız şehrin, düzenin ve teknolojik statükonun hızına boyun eğdiğimiz anlarla kendi içe dönüş pratiğinde ortaya çıkanları kara mizahi bir dokunuşla çarpıştırır.
Melike Koçak’ın 2018 yılında hazırladığı Sometimes I Feel Like a Potato Bag Under the Ocean isimli fotoğraf zine’ı, Homeostasis’te bir duvarı kaplayacak bir yerleştirme halini alır. Ümraniye’de oturan Koçak’a verilen ve Tuzla’dan Yenikapı’ya giden 500T’i, İstanbul’un en uzun otobüs hattını, araştıran projenin sanatçının içsel sağlığı için verdiği savaşla nasıl çakıştığını görürüz. Projeyi oluşturan fotoğrafların etrafında böylece kişisel bir şifa arayış hikayesi oluşur.
Luna Ece Bal (1992, İzmir) Paris 1 Pantheon-Sorbonne University’de Film ve Dijital Sanat lisansını tamamladıktan sonra Paris’teki École Nationale Supérieure des Beaux-Arts’da yüksek lisansına devam etmektedir. Doğal malzemeler ve taşıdıkları duygusal yükleri kullanarak makro ve mikro kozmik oluşumlar üzerinden şifa seansları sunan işleri, cadılık, simya ve modern bilim arasında bağlantılar kurmaktadır.
Serra Duran Paralı (1993, İstanbul) çeşitli projeler üzerinde film odaklı çalışan multi-disipliner bir sanatçıdır. Paralı, Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar bölümünden mezun olduktan sonra Fransız devletinin bursu ile Paris’teki La Femis, Fondation Européenne pour les Métiers de l’Image et du Son’da belgesel film yönetmenliği okudu. Paris’te brutalist mimarinin sosyolojik etkileri üzerine ‘THIS BRUTAL WORLD’ isimli kısa bir belgesel yazıp yönetmiştir. Sanat tarihindeki feminist akımlar/örnekler üzerine kurduğu müzik videosu ‘IT’S JUST’ ile Cannes Short Film Festival’da en iyi müzik videosu ödülü almıştır. 85/90 projects tarafından yönetmen ve sanatçı olarak temsil edilmektedir.
Patricia Domínguez (1984, Santiago, Şile)’ın etnobotani üzerine deneysel araştırmaları, şifa pratikleri ve iyileşmenin kurumsallaşmasını bir araya getiren işleri sömürgeci fikirlerinin günümüz neoliberal ekonomisine özünü çıkarma ve fazla mesai olarak aktarımına odaklanır. Son dönem kişisel sergileri arasında There is nothing in the middle, CentroCentro, Madrid; Planetary Tears, Yeh Art Gallery New York, (2020), Green Irises, Gasworks, London (2019), Llanto Cósmico, Twin Gallery, Madrid (2018), soñé@cerámicas, Sala CCU, Santiago (2017); Eres un Princeso, Pizzuti Collection Museum, Ohio; Los ojos serán lo último en pixelarse, Galería Patricia Ready, Santiago; and Focus Latinoamérica, ARCO Madrid (all 2016) bulunur. Katıldığı grup sergiler arasınd ise Momenta Biennale de l´imagen, Montreal, Canada, The trouble is staying, Meet Factory, Prague (2019), What is going to happen is not ‘the future’, but what we are going to do’, ARCO Madrid; Working for the Future Past, SEMA, Seoul (2018), Apocalypse Me, Emila Filli Gallery, Usti nad Labem; Cantos de Tarapacá, CCE Santiago, 8000 años después, Galería Liberia (2017). New York’ta bulunan Hunter College’da yüksek lisansını tamamlayan sanatçı, aynı zamanda New York Botanical Garden’dan Botanik İlüstrasyon Sertifikası’na da sahiptir. 2017 yılında Beca AMA ödülünü kazanmış, 2015’te Beca CCU’da ikinicilik elde etmiş, 2014 yılında ise Norberto Griffa ödülünde üçüncülük derecesinin yanı sıra Fundación Telefónica tarafından verilen Media Art Prize’ı kazanmıştır. Deneysel etnobotanik araştırma platformu Studio Vegelista’yı yürütmektedir.
Melike Koçak (1997, İstanbul) gündelik hayata dair gerçeküstü ögelere yoğunlaşan, fotoğraf serisi ve kitap formatında işler üreten bir görsel sanatçıdır. İşleri Mamut Art Project, Pasaj, Istanbul Fotokitap Festivali gibi mecralarda yer almıştır. Sanatçı, 2015 yılından bu yana, Türkiyeli genç fotoğrafçılar için bir platform olmayı amaçlayan Fabrika Zin’i çıkarmaktadır. Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde eğitimine devam etmektedir.
Naz Beşcan (1993, İstanbul) İstanbul’da yaşayan ve çalışan bir küratördür. Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden 2016 yılında mezun olduktan sonra, 2018 yılında ‘Curating Contemporary Art’ yüksek lisansını Royal College of Art, Londra’da tamamlamıştır. “In Foreign Land: The Global Exhibition, The Foreign Curator and The Romanticised Local (Yabancı Topraklarda: Global Sergi, Yabancı Küratör ve Romantikleştirilmiş Lokal)” isimli tezi ile üstün başarı derecesi kazanmıştır. 2018 yazında Whitechapel Gallery’nin desteği ile Atina’da gerçekleşen değişim programı NEON Curatorial Exchange’e katılmıştır. Zilberman–İstanbul’da Program Yöneticisi olarak görev almaktadır.